Radyo profesyoneli İlkim Kocamaz, radyo sektörüne yeni adım atan genç arkadaşlara korkularını bir adım daha geride bırakmalarını tavsiye ederek daha cesaretli hareket edilmesi gerektiğini vurguladı!
İşte İlkim Kocamaz’ın Yeni Yazısı!
Hepimizin korkuları var: Başaramam korkusu, küçük düşme korkusu, reddedilme korkusu…
Korku, bizim yaşamımızı sürdürebilmemiz için gereken en temel duygu. Hiç korkmadığımızı düşünsenize: Herkesin bungee-jumping yaptığını, ateşlerde yürümeye çalıştığını ya da otobanda karşıdan karşıya geçmek için uğraştığını?… Bunları yapmıyoruz çünkü hayatta kalma ve kendini koruma güdüsüne sahibiz. Ama korkunun bizi yönetmesi noktasına gelindiğinde, hayat bir kısır döngüye dönüşebiliyor.
Radyoda çalışmaya henüz başlamadığınızı, ya da yeni başladığınızı farz edelim: Röportajlar kısmını bir incelerseniz, pek çok arkadaşımın başlangıç hikayelerinde ilginç fırsatlar ve dönüm noktaları bulacaksınız. Eşimin ve birkaç arkadaşımın radyoya başlama hikayesi aynı: Farklı şehirlerde yaşayan bu insanlar, dinledikleri bir radyodan bir hediye kazanıyorlar ve onu almak için radyo binasına gittiklerinde ufak bir sohbet esnasında seslerini beğenen radyodaki yetkili kişi tarafından radyoda çalışmak üzere teklif alıyorlar. Hediye için yarışmaya katılmak, canlı yayına bağlanmak, kazandığında ise açılan başka bir kapıyı aralamak… Her biri bir fırsat olduğu kadar, bir korku eşiğinin geçilmesi aslında…
“Orası için yeterince profesyonel değilim”, “Beni almazlar”, “Bugüne kadar bütün formatlar yapıldı, ben daha farklı ne yapabilirim?” diye düşünmek ve hayalinizi sürekli ötelemek yerine aksiyon alıp şansınızı denemeniz lazım. Belki haklısınız yeterince deneyiminiz yok, ya da radyoda yapılabilecek her şey yapıldı: Ama yapanlar sizinle aynı yollardan mı geçmişti? Elbetteki özel radyoculuğun tarihi neredeyse 30. yılına ulaşmak üzere ve başarılı, başarısız bir çok program yapıldı. Ama siz, kendi konuşma tarzınız, kendi okuduklarınız, gördükleriniz, yaşadıklarınızla, onlarla aynı programı da yapsanız, ortaya farklı bir program çıkacaktır. Bu arada profesyonel olduklarını düşündüğünüz, sosyal medyadan takip ettiğiniz, ulusal radyo piyasasındaki birçok programcının hiç kitap okumadığını, dünyada olup bitenlerin farkında bile olmadığını, hiç diksiyon eğitimi almadığını, doğaçlama anons yapamadığını, yabancı müzik radyosunda yönetici dahi olsalar yabancı dil bilmediklerini… Biliyor musunuz?
Kendinizin daha iyi hali için uğraşmaya, kendinizi geliştirmeye devam edin. Bu bitimsiz bir süreç… Ama diğer yandan korkularınızın sizi kilitlemesine izin vermeyin. Mevlana ne demiş: “Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten!”
İlkim Kocamaz’ın Deneyimleriyle Geçmişe Yolculuk
