Muzaffer Güsar

Başarılı ve deneyimli radyo programcısı Muzaffer Güsar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik ve samimi yanıtlar aldık.

 

İşte O Röportaj!..

 



Erhan YİĞİTCAN: Muzaffer Bey öncelikle merhabalar… Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kaç senedir radyo sektörü içerisindesiniz?

Muzaffer GÜSAR: 1992′ den bu yana.Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin Sinema ve TV bölümünü bitirdikten sonra Eskişehir’den İstanbul’a geldim.Sırasıyla İstanbul FM, Radyo D (ki beni ben yapan radyodur,12 yıl çalıştım.) Radyo Tatlıses ve Radyo Viva’da Muzo İle Yastık Sohbetleri’ni yaptım her gece.

 

Erhan YİĞİTCAN: Radyo programı yapmaya başladığınız ilk günü hatırlıyor musunuz? İlk anonsunuz ve ilk çaldığınız şarkı ne olmuştu?

Muzaffer GÜSAR:  Ooooo, ben artık Kurtuluş Savaşı’ndan beri yayın yaptığım için ilk şarkıyı falan hatırlamam mümkün değil. Zaten böyle şeylerle kafamı meşgul de etmem. Ama beni koymuşlardı mikserin önüne hatada yapsan olsun böyle öğrenirsin bu aletleri demişlerdi.

 

Erhan YİĞİTCAN: TRT FM ile tanışmanız nasıl oldu? TRT FM öncesinde hangi radyolarda program yaptınız?

Muzaffer GÜSAR: Erhan Konuk, ki ben Kurtuluş savaşından beri yayın yapıyorsam kendisi Fransız ihtilalini hatırlar,telefon etti ve bir projeden söz etti.İlk sorduğum projede benden başka kimin olduğuydu.Bay J der demez seve seve dedim. Zira o da Tanzimat’tan bu yana yayıncıdır.Kaliteli işler tevazu gösteremeyeceğim ama kaliteli isimlerle oluyor.Radyo Dairesi Başkanı Amber Türkmen ile oturup konuştuk zira bu proje TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve Amber Hanım’ın ortak projeleriydi. Biz çok sevdik. İnşaallah dinleyiciler de sevmişlerdir.

 

muzrad_muzaffer-gusar2

 

Erhan YİĞİTCAN: Dünya’nın En Radyo Programı’nda üç ilden eş zamanlı bağlantı yaparak programa ortak oluyorsunuz. Erkan Yavaş ve Erhan Konuk ile birlikte yaptığınız programda nelerden bahsediyorsunuz? Daha önce eş zamanlı bir bağlantıyla yayın yaptığınız oldu mu?

Muzaffer GÜSAR: Bana genelde Ankara stüdyoları düştü.Ki çok da mutlu oldum bundan.Daha önce böyle 3 farklı stüdyodan eş zamanlı bir yayın yapmamıştım.Zaten dünya’da da yok örneği.3 farklı stüdyo değil ki sadece: Bakü, Berlin; Bosna ve 3 kıta (Asya,Amerika ve Avustralya) dan gerçekleştirdik yayınlarımızı ve kısmetse önümüzde bir de üç okyanustan yayınımız olacak.

 

Erhan YİĞİTCAN: Peki neden Radyo Programcılığı’nı tercih ettiniz? İşinizi sevmenizde ne gibi faktörler etkili oldu? Yılların radyo programcısı olarak bu mesleğe heveslenen, yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir?

Muzaffer GÜSAR: Neden? Kısmetmiş….Ben 4 yaşıma kadar konuşamamışım belki bu olabilir sebebi. Radyo programcılığına yeni başlayanlara ne diyebilirim? Mesela TRT Genel Müdürü sayın Şenol Göka’yı örnek alabilirler. TRT gibi bir kurumun başında ve radyo prodüktörlüğünden geldiği için hala tek eli radyolarında.Onca işin arasında hala ilk günkü aşkıyla radyo sevdalısı.Demem o ki bu kadar karşılıksız seveceklerse gelsinler radyoların kapılarına.

 

Erhan YİĞİTCAN: Ülkemizdeki insanların radyoyla ilgili düşünceleri geçmişten günümüze baktığımızda ne gibi değişikliklere uğradı? Bu düşüncelerin oluşmasında ne gibi sebepler etkili oldu?

Muzaffer GÜSAR: Radyoları on on beş şarkı çalan müzik kutuları sanmaya başladı insanlar ve bunun nedeni de ucuza iş çıkarmaya çalışan pek de derin ve rafine olmayan yöneticilerin özel radyoların başında olmaları.

 

muzrad_muzaffer-gusar3

 

Erhan YİĞİTCAN: Biraz da farklı konulara yönelelim. Çocukluğunuzda büyüyünce ne olmayı hedeflemiştiniz? Nedeniyle birlikte açıklar mısınız? O zamanlar Radyo Programcısı olmak aklınızda var mıydı?

Muzaffer GÜSAR: Geçen bir film izliyorum.Filmde aile çocuklarından bahsediyordu;küçükken itfaiyeci olmak isterdi diyorlardı.Demek her erkek çocuk küçükken bir süre de olsa üniformalı mesleklere ilgi duyuyor.Bir zaman da karayollarında asfaltlama yapan işçilere imrenirdim.Ama daha sonraları hep konservatuvar tiyatro istedim.İlkokuldan sonra bale sınavlarına girdim yaşım o bölüme tuttuğu için ve kazandım ama devam etmedim.Sinema ve TV okudum.İyi ki de okumuşum.Çok zevkle okudum herhalde zira bölümümü birincilikle bitirdim.

 

Erhan YİĞİTCAN: Günlük hayatınızda genellikle neler yaparsınız? Yürüyüş ve sağlıklı beslenme üzerine yaptığınız çalışmalar dikkatimizi çekti. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Muzaffer GÜSAR: Sabah 07 gibi kalkıyorum ve Eddi’yle onun ihtiyaçlarını karşılaması için yürüyorum. Duru’yu okuluna bırakıyorum ve eve dönüp gazetelere bakıyorum. Kaliteli yani sağlıklı yaşama takıntısı olan biriyim. Al bak bu sağlıklıymış deseler dediklerine bakmadan yiyecek kadar… Avustralya’ya gittiğimizde günde en az 10 km kadar yürümüşüzdür. Ben bütün kışı depresyonda geçiriyorum. O nedenle elimden geldiği kadar güneşe çıkmam gerekiyor. Günebakanlar gibiyim yani… Güneş neredeyse ben o yöne doğru dönüyorum.

 

Erhan YİĞİTCAN: İlginiz için teşekkür ederiz. Son olarak sitemiz Müzrad hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Bize bir tavsiyeniz var mı?

Muzaffer GÜSAR: Böyle girişimci gençlere hep imreniyorum ve önlerindeki kapıların hep açık olmasını diliyorum.Hayatta sizi ne kadar aşağı çekmeye çalışanlar olsa da hep sağlam durun ki köklenebilesiniz.Ben de size teşekkür ediyorum bu röportaj için.Sevgilerimle….

 

Ana Fotoğraf: Umut Altun Photography


Etiketler: ,,,,,,,,,